Post by Admin on Jul 3, 2019 0:22:08 GMT 3
6 seçmen prensliğin temsilcilerinden ve bu temsilcilerin müsteşarlarından oluşan heyet İmparatorluk'taki soruşturmalarını tamamladı. Bohemya'nın incelendiği soruşturma raporunu heyetin başkanı Saksonya Seçmen Prensi II. Frederik açıkladı. Tüm seçmenlere ve Avusturya'ya gönderilen raporun içeriği aşağıdaki gibi.
>Bohemya, Avusturya'nın koruyuculuğunu yaparken "hareket" tespit edildiği iddia edilen bir köyde araştırmalar yapılmış ve bu "hareket"lerin ardından Bohemlerin yaptığı bir soruşturmanın ardından Viyanalı bir adam takibe alınmıştır. Oldukça yaşlı ve "hareket"lerden tek sorumlu gibi gözüken bu kişi ertesi gün Bohem muhafızlar tarafından öldürülmüştür. Daha sonra adamın bulunduğu köyde Papa'nın cesedi bulunmuştur. Muhafızlar her ne kadar adamın silahlı olup zor kullanarak kaçmaya çalıştığını iddia etse de heyet, bu iddianın akla uygunluğu konusunda emin değildir.
>Kastilya Krallığı'na ihanet eden paralı asker kumandanı sorgulanmış olup Marsilya'daki Kastilya topraklarını "vakit kazanmak için" ele geçirdiğini iddia etmiştir. Bilirkişi raporları harekâtın yapıldığı sırada herhangi bir Kastilya tehdidi bulunmadığını rapor etmiştir. Paralı Asker Kumandanı Charles Brawn'ın Antonin Hus'la doğrudan ilişkileri olduğu saptanmış, paralı asker kumandanının Kastilya'ya ihanetinin ardından aralarında bir görüşme geçmiştir. Görüşmenin Antonin Hus tarafından kayda geçirilmiş raporlarında Antonin Hus'ın yapılanlardan rahatsız olduğu belirtilmiş, kumandanın sorgulanmasında da bu tasdik edilmiştir. Heyet Hussî hareketin bu ihanetten zarar görmüş olabileceğini düşünse de kısa süre sonra Birleşik Krallık müdahalesiyle ve tüm paralı askerlern savaşmadan teslim olup serbest bırakılmalarıyla sonuçlanan Marsilya'daki "çatışma"ların mâkul olmadığı sonucuna varmıştır.
>Avusturya henüz savaş hazırlıklarını tamamlamamışken bir yandan Bohemya'nın İmparator'un doğrudan emirlerine aykırı olarak gizlice kuzeyli prenslerle iletişim kurduğu ve Avusturya'ya karşı hamle planı yapmakta olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar Papa'nın ölümüyle Avusturya mülklerine el konulmuş olsa da Bohemya Konseyi'nin İmparator'un emirlerine daha önceden gizlice karşı gelmeye başlaması Bohemya'nın İmparatorluk'un kafirlerle mücadelesinden çıkar sağlamaya çalıştığı kanısını güçlendirmektedir.
>Benelüks ve Roma'yla olan ilişkiler, kayıt içi tutulandan çok daha yakındır. Avusturya daha Doğu Seferi'ne hazırlık hâlindeyken Benelüks'ten alınan borçlarla Bohemya ordusu silahlanmıştır. Her ne kadar Bohemya olası tehditleri tahmin ettiğini iddia etmiş olsa da olağanüstü bir borçlanmayla "olası tehdit"lerin savuşturulmaya çalışıldığı iddiası, Avusturya'ya karşı kurulmuş olabilecek komplo göz önünde bulundurulduğunda pek olası değildir. İmparatorluğun düşmanı olan bu iki devletle Bohemya muhtemelen iş birliği içindedir.
>Antonin Hus, devletin neredeyse tüm kritik dış yazışmalarını yürütmüş ve kayıtlarını da kendisi tutmuştur. Bir kısmı heyet tarafından talep edilene kadar kayıt dışı tutulan bu görüşmelerin kayıtları, doğaları itibariyle, güvenilmez olmakla birlikte Antonin Hus'ın yaşananların içindeki rolü keskindir.
>Bohemya ordusu Osmanlı ordusuyla birlikte savaşmış olsa da komuta düzeyinde net bir iş birliği tespit edilememiştir.
>Antonin Hus, yetkesi dışında kalmasına rağmen Bohem kumandanlar tarafından bir danışman hatta akıl hocası olarak kullanılmış ve ordu stratejilerinde belirleyici olmuştur.
SONUÇ
Heyet, Kutsal Roma-Katolik İmparatorluğu'nun geleceği önünde tehdit olarak gözüken Hussitîlerin Bohemya içerisinde derin bir yapılanmaya sahip olduğu kanısına varmıştır. Kendi ifadeleri yüzeysel gözüken Bohemya Kralı'nı suçlamak için yeterli delil bulunamamış olmakla birlikte iktidarında Antonin Hus güçlendirilmiş ve ülke idaresinde doğrudan etkili olmuştur. Kralın kendisi ya bir örgüt üyesidir ya da örgüt üyelerinin elinde bir piyona dönüştürülmüştür. Heyet, jürilere Bohemya Kralı'nın görevinden azledilerek yerine Katolik Konsey Üyesi Adolf Blažek'in atanmasını önerir. Hussitî yapılanması devlet içerisinden temizlenmeli ve iş birlikçi Katoliklere karşı da sert tedbirler alınmalıdır. Benelüks İmparatorluğu ve Roma Cumhuriyeti, İmparatorluk'un düşmanları olmakla birlikte Katolik Kilisesi'nin zayıflatılması ve Kutsal Roma'nın dağılması hedefini taşıyor olabilirler.