Post by Benelüks on Jun 24, 2019 20:34:45 GMT 3
Ulaklar Benelüks'ün dört bir yanında günlerce bağırdılar, Azizenin tabutunun bulunduğunu halka ve efendilere anlattılar. Fakat Azizenin naaşının ele geçirildiği dedikodusu çoktandır halk arasında yayılmaktaydı. Halk için bu mesaj aşırı bir şey fark ettirmese de diyar lordları genç imparatorun neden bu haberi yaydığını merak ediyorlardı.
Burgonya topraklarında ise bir süredir hazırlanan ve yapımına önemli derecede (3 altın) ödenek harcanmış bir kabir yükseliyordu. Altın varaklı, mermer taşlı ve artistik süslemeleri olan bu kabrin üzerine melek kanatlı bir kadın figürü oyulmuştu. Charles'in bu kabri yaptırdığı yer Burgonya'daki en büyük katedralin mezarlığıydı. Yapım sırasında mezarlığa kimse sokulmamış, inşaat büyük bir özenle gizlenmişti. Fakat kabrin üzerine "St. Jean d'Arc" ismi işlendiği andan itibaren herkes ne olacağını anlamıştı.
İnşaatın bitimine yakın papalıktan gelen küçük fakat değerli bir heyet saraya alınmış, İmparator da hem kendi tebaasına hem de Burgonya'nın önde gelen isimlerine ulaklar göndermiş ve onları yapılacak defin törenine davet etmişti. Charles Jean d'Arc'ın yakıldığını gayet iyi biliyordu fakat hükmettiği insanlara bunu söylerse onu kimse kaale almazdı. Bu nedenle o ise bu defini açıklamanın farklı bir yolunu planlamıştı.
Gün gelip çattığında Charles atının üzerinde, etrafında kalabalık bir güruhla kabrin önündeydi.
"Aylar önce rüyamda azize ve isa efendimiz beni ziyaret ettiler." Diye girişti lafına. Aradan geçen yıllarda büyümüş ve sözüne daha hakim, daha otoriter bir lider haline gelmişti. "Bana tam olarak burayı gösterip, benden sevgili azizemizin naaşını bulup getirtmemi istediler." İmparator konuşmasını sürdürürken papalıktan gelen heyet kabri kutsuyor, beş adam da kaldırdıkları naaşı kabre defnediyorlardı. "Ben de onların isteğine uyup haftalarca azizemizin naaşını aradım ve buldum da! Atalarımın katlettiği azizeyi defnedip hanemize ve ülkemize bulaşmış bu kanı temizlemek benim görevim." Charles yaptırdığı kabre bir defa daha baktı, kendi tacında hala temizlenmemiş, kurumuş kalmış kan lekeleri duruyordu. "Benim hükmüm tanrıdan gelir. Ya hükmüme uyup azizeye defin duası edersiniz, ya da hükmümü reddeder ve tanrıya hesap verirsiniz."
Charles konuşmasını bitirdikten sonra papalıktan gelmiş heyete baktı ve eliyle onlara konuşmaları için destur verdi.
Burgonya topraklarında ise bir süredir hazırlanan ve yapımına önemli derecede (3 altın) ödenek harcanmış bir kabir yükseliyordu. Altın varaklı, mermer taşlı ve artistik süslemeleri olan bu kabrin üzerine melek kanatlı bir kadın figürü oyulmuştu. Charles'in bu kabri yaptırdığı yer Burgonya'daki en büyük katedralin mezarlığıydı. Yapım sırasında mezarlığa kimse sokulmamış, inşaat büyük bir özenle gizlenmişti. Fakat kabrin üzerine "St. Jean d'Arc" ismi işlendiği andan itibaren herkes ne olacağını anlamıştı.
İnşaatın bitimine yakın papalıktan gelen küçük fakat değerli bir heyet saraya alınmış, İmparator da hem kendi tebaasına hem de Burgonya'nın önde gelen isimlerine ulaklar göndermiş ve onları yapılacak defin törenine davet etmişti. Charles Jean d'Arc'ın yakıldığını gayet iyi biliyordu fakat hükmettiği insanlara bunu söylerse onu kimse kaale almazdı. Bu nedenle o ise bu defini açıklamanın farklı bir yolunu planlamıştı.
Gün gelip çattığında Charles atının üzerinde, etrafında kalabalık bir güruhla kabrin önündeydi.
"Aylar önce rüyamda azize ve isa efendimiz beni ziyaret ettiler." Diye girişti lafına. Aradan geçen yıllarda büyümüş ve sözüne daha hakim, daha otoriter bir lider haline gelmişti. "Bana tam olarak burayı gösterip, benden sevgili azizemizin naaşını bulup getirtmemi istediler." İmparator konuşmasını sürdürürken papalıktan gelen heyet kabri kutsuyor, beş adam da kaldırdıkları naaşı kabre defnediyorlardı. "Ben de onların isteğine uyup haftalarca azizemizin naaşını aradım ve buldum da! Atalarımın katlettiği azizeyi defnedip hanemize ve ülkemize bulaşmış bu kanı temizlemek benim görevim." Charles yaptırdığı kabre bir defa daha baktı, kendi tacında hala temizlenmemiş, kurumuş kalmış kan lekeleri duruyordu. "Benim hükmüm tanrıdan gelir. Ya hükmüme uyup azizeye defin duası edersiniz, ya da hükmümü reddeder ve tanrıya hesap verirsiniz."
Charles konuşmasını bitirdikten sonra papalıktan gelmiş heyete baktı ve eliyle onlara konuşmaları için destur verdi.