Post by Benelüks on Jun 16, 2019 6:15:36 GMT 3
Bir süre Vatikan ve Benelux arasında gidip gelen elçi konvoyları nihayetinde sonuç vermiş, son elçi konvoyu normalden yirmi kişi fazlasıyla Vatikan'a gitmişti. İmparator Üçüncü Philippe vakit kaybetmeden aldığı sözün yerine getirilmesini sağlamış ve Vatikan'ı bizzat ziyaret etmişti.
Kutsal Latin şehrinin muhafızları onlara papalığa kadar eşlik ettiler ve İmparator papanın vekillerinin huzuruna çıktı. Vekiller verilen söze, sözü kanıtlayan mektuplara uydular ve Philippe gerçek bir imparator olarak ayağa kalkmak üzere dizinin üzerinde mermere çöktü. Dualar edildi, Philippe'nin doğru bir Hristiyan olduğuna karar verildi.
"Yönettiğim topraklarda barışı ve huzuru sağlayacağım."
"Hristiyan kardeşlerimle iyi geçineceğim."
"Papalığa daima bağlı kalacağım."
"Hristiyanlığın iyiliğini kendi canımın önüne koyacağım."
Edilen her yeminle izleyenler Kutsal Roma İmparatorluğu'nun olmak isteyip asla tam anlamıyla olamadığı ve hatta yemininden çok uzaklara yelken açtığını daha net görüyordu. Yine de o an oradaki hiçbir soylu ağzını açıp tek kelime etmedi.
Philippe tekrar ayağa kalktığında kutsal yağlarla yıkandı ve tacı, bu sefer kutsanmış bir şekilde ona geri verildi. İmparatorun taçlandırılmasını izleyen sayısız din adamı da ayağa kalkıp hürmetlerini sundular.
Avrupa bir küçük adamın yedi ceddini etkileyecek kadar başarılı bir hamle yapıp, minik bir dükten kutsal bir imparatora yükselmesine sahne olmuştu. Şüphesiz ki Avrupa'nın bölük halkları asırlarca bu adamın hikayesini dillendirecek ve onun anısını ölümsüzleştirecekti.
İsminin üçüncüsü, ünvanının ilki Philippe'nin İmparatorluğu çok yaşasın.
"Benim hükmüm tanrı tarafından verildi."
Kutsal Latin şehrinin muhafızları onlara papalığa kadar eşlik ettiler ve İmparator papanın vekillerinin huzuruna çıktı. Vekiller verilen söze, sözü kanıtlayan mektuplara uydular ve Philippe gerçek bir imparator olarak ayağa kalkmak üzere dizinin üzerinde mermere çöktü. Dualar edildi, Philippe'nin doğru bir Hristiyan olduğuna karar verildi.
"Yönettiğim topraklarda barışı ve huzuru sağlayacağım."
"Hristiyan kardeşlerimle iyi geçineceğim."
"Papalığa daima bağlı kalacağım."
"Hristiyanlığın iyiliğini kendi canımın önüne koyacağım."
Edilen her yeminle izleyenler Kutsal Roma İmparatorluğu'nun olmak isteyip asla tam anlamıyla olamadığı ve hatta yemininden çok uzaklara yelken açtığını daha net görüyordu. Yine de o an oradaki hiçbir soylu ağzını açıp tek kelime etmedi.
Philippe tekrar ayağa kalktığında kutsal yağlarla yıkandı ve tacı, bu sefer kutsanmış bir şekilde ona geri verildi. İmparatorun taçlandırılmasını izleyen sayısız din adamı da ayağa kalkıp hürmetlerini sundular.
Avrupa bir küçük adamın yedi ceddini etkileyecek kadar başarılı bir hamle yapıp, minik bir dükten kutsal bir imparatora yükselmesine sahne olmuştu. Şüphesiz ki Avrupa'nın bölük halkları asırlarca bu adamın hikayesini dillendirecek ve onun anısını ölümsüzleştirecekti.
İsminin üçüncüsü, ünvanının ilki Philippe'nin İmparatorluğu çok yaşasın.
"Benim hükmüm tanrı tarafından verildi."