Post by Admin on Jun 15, 2019 21:17:44 GMT 3
"Resimde üç kardeş, Roma'ya sadakatlerini ve bağlılıklarını gösterirlerken, babaları da onlara destek vermektedir. Bu üç adam, vatansever görevlerini yeri getirirken hayatlarını kaybetmeyi göze almışlardı."
Roma'nın kalıntılarından yeni pek çok devlet çıkmıştı elbette. Mermer heykelleri deviren Cermenler, yüzyıllar sonra kırık kiremitlerinden kendilerine bir taç uydurmuşlardı. İmparator Frederik, Roma'nın kartalının gölgesinde seferlere hazırlanırken gölgeyi aslıyla karıştırdı. Ancak Saksonya'da toplanan kuzeyli onlarca prens bu hatasını imparatorun gözüne sokmakta kararlıydılar. Yetkilerini öylece kısıtlayacak kanunların kendileri nezdinde bir geçerliliğinin olmayacağını duyurdular. Cermenler Romalı değillerdi, Horas kardeşler çıkmazdı onlardan.
Bu sırada kartallara kafayı takmış olan bir tek Frederik değildi elbet, Edirne'deki odasına bazen günlerce kapanıp kendini kitaplara veren genç Osmanlı sultanı Kleopatra'sını Memlükler'de bulmuştu. Bu ittifakla dünyaya hükmedecekti, kendisi de Sezar olacaktı elbet. Kayzer-i Rûm diye karaladı defterine. Fakat sabır herkese eşit derecede dağıtılmamıştı, kapısına dayanan yeniçeriler ve kendi torunu yaşındaki padişahı hor gören Çandarlı Halil onu tahttan ikinci kez indirmeye yetti. Bir kartal daha devrilmişti. Yeminlere bağlılık Anadolu'da da ucuza satıldı.
Verdikleri sözleri hatırlayanlar da vardı elbette. Akdeniz sıcaklarında akitler kum ve denize karışsa da kuzeyin soğukları insanı diri tutmaya yeterdi. Gotland'da yüzlerce insan ellerini kılıçlara kaldırıp yeminlerini tekrarladılar. Kalmar Birliği, Danlarla birlikte değil Danlara rağmen ayaktaydı ve kimse bir Cermen'i tahtta istemiyordu. Eski Kral Erik'in sancağının altında birleşenlerin sayısı iki bini bulurken İsveç'te Karl Knutsson hükmünü genişletmeye ve İskandinavya'da elini güçlendirmeye devam ediyor.
Roma'nın asıl sahibi Papa'ya ise iyi haberler var: Aragon'daki sahte papa öldü.