Post by Altay on Nov 30, 2018 3:36:40 GMT 3
Bu sabah güneşin Ege'nin berrak sularının ardından yükselmeye başladığı sıralarda Atina sokaklarında asker postallarının soğuk taş zemine çarpma sesi yankılanıyordu. Şehrin özellikle bir noktasında toplanmış bulunan bu askerlerin yerleşim yerlerine dağılmış olanları ise bir vatandaşlara bir duyuruda bulunuyordu. Başbakan, yönetime el koymuştu.
Özellikle toplanmış oldukları bölge ise Syntagma Meydanı'ydı. Askerler heyecanlı, halkın oluşturduğu kalabalık ise meraklı gözlerle olanları izliyordu. Her birkaç saniyede bir sarayın içinden bir vekil veyahutta bir hanedan üyesi çıkarılıyor, kalabalığın gözleri önünde kafasına çuval geçiriliyor, siyah bir askerî arabanın arkasına tıkılıyordu.
Bir süreliğine endişeli hâlde olan Atinalılar, karşılarında tanıdık ve sevilen yüzler görmenin verdiği huzurla rahat bir nefes aldılar. Sarayın içerisinden Ioannis Metaxas, diğerleri gibi sürüklenerek değil, kendi başına, çıkıp kalabalığı karşısında görmekten memnun olduğunu belirtecek şekilde gülümsedi. Bu sırada arkasında General Aleksandros Papagos da vardı.
Metaxas, kralın Türk yanlısı olduğunu, İngiliz hükûmetine maşalık ettiğini, götürülen vekillerin ise bu yolda ona yardımcı olduğunu söyleyerek "Yeni Yunanistan'da böyle yöneticilerin bulunmasına izin veremeyiz. Doğu Roma'ya varis olacak bir imparatorluk, Glücksburg gibi Yunan bile olmayan bir hanedanın ellerinden yönetilemez. Uygun aday belirlenene kadar şimdiden büyük bir zafer kazanmış olan ben ve partim siz yüce Yunan milletine hizmet edip doğuda hakkımız olanı almak için mücadele etmeye devam edeceğiz." açıklamasında bulundu.
Öğle saatlerinde, sarayın üzerinde Glücksburg arması taşıyan tüm dekorasyonlar söküldü, bayraklar ise farklı bir tasarıma sahip yenileriyle değiştirildi. Bu zamana kadar parti sözcülerinden birkaç açıklama yapıldı. Yurt genelinde yayınlanan açıklamalar, Trakya'daki ilerleme hakkında bol övgülü bilgiler veriyor ve halkın yeni hükûmete olan güvenini sağlamaya çalışıyordu. Halk henüz fark etmemiş olsa da tüm basın yayın organlarına yeni hükûmet el koymuştur.
Güneş alçalmaya başladığında ise vatana ihanetten idamı gerçekleştirilen vekiller ve kralın da aralarında bulunduğu hanedan üyeleri unutulmaya başlamıştı. Halk, doğuda altı asır önce indirilen bayrağın tekrar yükseldiği haberiyle coşkuya kapılmıştı. Yiten canlar için ağlayanlar ise sadece çocukları vekiller gibi götürülmüş olan anneler, babalardı.
Güneşin iyice alçalmaya ve gökyüzündeki maviliği biraz koyulaştırmaya başladığı sırada, Byzantium'un surlarında yüzyıllar sonra tekrar gökyüzüyle aynı mavi renge bir Yunan bayrağı dalgalanıyordu. Yunanistan'ın, ya da adı savaştan sonra her neye dönüşecekse, "Mavi Gün"ü böylelikle sona erdi.