Post by Benelüks on Nov 25, 2018 23:15:17 GMT 3
Augustus kemerini sıktı, koyu mavi ceketinin altın düğmelerini ilikledi ve sembolik eldivenlerini ellerine geçirerek diplomatik manada yoğun geçen bir haftanın ardından basın yayın organlarının önüne çıktı. Flaşlar patladı, gazeteciler ellerindeki defterlerine notlar düştüler ve Augustus suratında yorgun bir gülümsemeyle etraftakilere selam vererek kürsüye çıktı. Salonda toplanmış devlet personeli, sahnenin önündeki gazeteciler ve ağzına kadar dolu mekandaki diğer herkesin susmasını bekledi.
Nihayetinde herkes sustuğunda "İyi akşamlar beyefendiler." diyerek konuşmasına başladı.
"1718 Yılında tarihçilerin de hitap ettiği şekilde İsveç İmparatorluğu bir daha birleşmemek üzere kopartılmıştı. İmparatorluğun parçaları arasında şu an Estonya, Letonya ve Litvanya olarak bildiğiniz ülkeler de bulunuyordu. Onlar kendilerinin İmparatorluğa olan sadakatini unutsalar da İsveç onlara olan sadakatini unutmadığını geçtiğimiz dönemlerde kanıtladı. Şu an belki yalnızca eski görkemimizin bir gölgesiyiz fakat bu bizim onlar için daimi bir çaba göstermeyeceğimiz anlamına gelmiyor.
Yine geçmiş dönemde eski imparatorluğun başka bir parçası olan Finlandiya'da çeşitli şahıslar bizi faşist olarak nitelendirme gafletinde bulundular. Onlar bize olan saygılarını yitirmiş olabilirler fakat bu bizim onlara iyi davranıp kol kanat germemize engel olmadı. Hataya düşmeyin, biz İsveçliler daha önce de bize yanlış yapıldığında düşmanımızın canına okuduğumuzu gösterdik. Fakat Finlandiya, Estonya, Letonya ve Litvanya bizim sürekli koruduğumuz ülkelerdi, öyle de olmaya devam edecekler. İmparatorluğa geri dönmeyi isteseler de istemeseler de, İsveç onları koruyup kollayacak." Konuşma süresince Augustus'un yorgun suratındaki gök mavisi gözleri parıl parıl parlıyor, bir hırsla bürünüyordu. Gazeteciler sorularını sormaya başladığında elini kaldırarak onları susturdu ve önündeki kağıtları değiştirerek konuşmasının diğer parçasına geçti.
"Son bir haftada olanları sizlere anlatsam Dünya'nın kaç bucak olduğunun farkına varırsınız. Ülkenin sadece çevirmenlere ödediği para tek başına bir servet ediyor demem sanırım neden bahsettiğimi anlamanıza yardımcı olur. Finlandiya'nın doğu sınırında yaşanmış çeşitli olaylar sebebiyle Sovyetler Birliği ithamlarda bulundu; araştırılacak. Lakin bu esnada yaptığı tacizler Stockholm antlaşmasına ve Kuzey Birliği'ne bir hakaret niteliğindedir. İsveç Krallığı adına Sovyetler Birliği'nin Finlandiya hava sahasından araştırma sonuçlanana kadar çekilmesini, Finlandiya'nın toprak bütünlüğünü taciz edecek hareketlerden kaçınmasını istiyoruz. Eğer dediklerimiz gözardı edilir ve taciz sürdürülürse Kuzey Birliği gerekeni yapacaktır."
Bu ultimatum verilirken Augustus boş atmıyordu. Gerekli merciler ile konuşmuş, bir haftada gereken her şeyi ayarlamıştı. Flaşlar patlar, kendisi gazetecilerin sorularını cevaplarken aklından geçen tek şey hazır olduklarıydı.
Nihayetinde herkes sustuğunda "İyi akşamlar beyefendiler." diyerek konuşmasına başladı.
"1718 Yılında tarihçilerin de hitap ettiği şekilde İsveç İmparatorluğu bir daha birleşmemek üzere kopartılmıştı. İmparatorluğun parçaları arasında şu an Estonya, Letonya ve Litvanya olarak bildiğiniz ülkeler de bulunuyordu. Onlar kendilerinin İmparatorluğa olan sadakatini unutsalar da İsveç onlara olan sadakatini unutmadığını geçtiğimiz dönemlerde kanıtladı. Şu an belki yalnızca eski görkemimizin bir gölgesiyiz fakat bu bizim onlar için daimi bir çaba göstermeyeceğimiz anlamına gelmiyor.
Yine geçmiş dönemde eski imparatorluğun başka bir parçası olan Finlandiya'da çeşitli şahıslar bizi faşist olarak nitelendirme gafletinde bulundular. Onlar bize olan saygılarını yitirmiş olabilirler fakat bu bizim onlara iyi davranıp kol kanat germemize engel olmadı. Hataya düşmeyin, biz İsveçliler daha önce de bize yanlış yapıldığında düşmanımızın canına okuduğumuzu gösterdik. Fakat Finlandiya, Estonya, Letonya ve Litvanya bizim sürekli koruduğumuz ülkelerdi, öyle de olmaya devam edecekler. İmparatorluğa geri dönmeyi isteseler de istemeseler de, İsveç onları koruyup kollayacak." Konuşma süresince Augustus'un yorgun suratındaki gök mavisi gözleri parıl parıl parlıyor, bir hırsla bürünüyordu. Gazeteciler sorularını sormaya başladığında elini kaldırarak onları susturdu ve önündeki kağıtları değiştirerek konuşmasının diğer parçasına geçti.
"Son bir haftada olanları sizlere anlatsam Dünya'nın kaç bucak olduğunun farkına varırsınız. Ülkenin sadece çevirmenlere ödediği para tek başına bir servet ediyor demem sanırım neden bahsettiğimi anlamanıza yardımcı olur. Finlandiya'nın doğu sınırında yaşanmış çeşitli olaylar sebebiyle Sovyetler Birliği ithamlarda bulundu; araştırılacak. Lakin bu esnada yaptığı tacizler Stockholm antlaşmasına ve Kuzey Birliği'ne bir hakaret niteliğindedir. İsveç Krallığı adına Sovyetler Birliği'nin Finlandiya hava sahasından araştırma sonuçlanana kadar çekilmesini, Finlandiya'nın toprak bütünlüğünü taciz edecek hareketlerden kaçınmasını istiyoruz. Eğer dediklerimiz gözardı edilir ve taciz sürdürülürse Kuzey Birliği gerekeni yapacaktır."
Bu ultimatum verilirken Augustus boş atmıyordu. Gerekli merciler ile konuşmuş, bir haftada gereken her şeyi ayarlamıştı. Flaşlar patlar, kendisi gazetecilerin sorularını cevaplarken aklından geçen tek şey hazır olduklarıydı.