|
Post by Admin on Aug 3, 2017 21:24:16 GMT 3
İki medeniyetin aralarından geçen sularla ayrıldığı Cebelitarık, bir zamanlar Müslümanların akınlar halinde geçtiği boğaz, Faslıların elinden çıkan tiz notalarla titriyor. Salt korkudan olan bir titreme değil bu, sonraki sahnede ortaya çıkacak yaratığın haberini veren müziği duyan aklın titremesi. El-Hamra'ya gece varan ulaklar bu notayı Granada'nın tacına bırakıp gidiyorlar, o tacı tekrar Müslümanların takmasını istiyorlar. Kastilya Kraliçesi'nin kulaklarına gelen çığlıkları, ona bir müddet tanımıyor, yalnızca istiyorlar. Granada'yı istiyorlar.
Benzer bir melodiyi bir yerde daha duyuyor Avrupalılar. Hangi yolu takip ederseniz edin çıkacağınız şehirde, Hagia Sophia'yla yarışan katedrallerin orgları doğası gereği ulu, beşeri nedenlerle -papanın ölümünün üzüntüsüyle- de tiz bir ses çıkartıyor. Kardinaller bir kez daha aralarından birinin kıyafetini beyaza boyamak için oy veriyorlar. Üçüncüsünde pek çoğunun hor gördüğü, Valensiya'dan gelip üstüne bulaştırdığı kanlarla cübbesini kızıla boyamış Rodrigo Borgia -VI. Alexander- Kutsal Makam'ın sahibi oluyor.
|
|